Kral ve Soytarı

Elde etmek değil sevda, hissetmek yeter, uzun yol gibi sabretmek yeter, sonu meçhulde olsa karanlığa değer, birkez gülse yüzüne sancılar diner.

Arza hacet yok, halim sana ayandır. Dile gerek yok, sessizliğim sana beyandır. Söze lüzum yok, susuşum sana kelamdır. Kelama ihtiyaç yok, aşk sana figandır. Kör sabrımın sonunda sen ol da; ister yar ol, ister yara; lütfun da başım üstüne, kahrın da.

Uzun zamanlar susan dilin çözülür ya bir anda, hani kaybedeceğini bilirsin içten içe ama artık yeter demiştir yüreğin ve girmişsindir cümleye, işte o kırılma anıdır ya kalbin kırılır ya şansın... Ya içinde umutlarla büyüttüğün fidanın dalları kırılır ve savrulur kara bir fırtınayla, ya gözlerinin içine gülen masum bir tebessüm ormana çevirir yüreğini. Seviyorum dersin ya bazen tüm cesaretini yada aptallığını toplayıp yalnız ağladığın gecelerden, seviyorum dersin olmadık bir  sevdaya düşerde belki aileni belki en güzel dostlarını kaybedeceğini bile bile teslim olupta yüreğine. Seviyorum dersin karşında kimse yokken bile onu hayal edip, seviyorum seni yürüdüğün yolları, yediğin yemekleri, en sevdiğin renkleri, seni seviyorum. Dersin de bilirsin... Peki o doğacak mı o güneş? Hayır. Anlayacaklarmı seni? Hayır. Pişman mısın? Hayır. Değer mi? Değer. Umursamazsın olanları, olacakları. Ve Olmazsa gidersin başka memleketlere herkesi, herşeyi geride bırakıp, sevdanı yalnızlığına

Başta şehit olan ve çürümüş sistem yüzünden yıllarca atanamayan öğretmenlerimiz olmak üzere, memleketin geleceğini kuruyorken futbolcuların, mevsimlik şarkıcıların, hiç bir yeteneği olmayan dj bozuntularının, tek ünvanı "vekil yeğeni" olmak olan kan emicilerin aylık kazançlarının aylık faizi kadar dahi kazanamayan anadolunun dört bir köşesinde görev yapan kıymetli öğretmenlerimizin öğretmenler gün ünü kutlarım, hakkınız ödenmez.

En özel çiçekler dağların ardında açar tıpkı en güzel hayallerin sabırların ardında olması gibi. İsyan etme sesini duyacaksa seslendiğin zaten yoldadır sadece beklemeyi bil yeter.

Dolar tarihi rakamları görünce gündemi manipüle etmek amacıyla AKP "tecavüzcü yasası" denilen önergeyi meclise sundu, muhalifler gaza getirildi ortalık yıkıldı dolar konuşulmaz oldu ardından bugün Ekonomi Kurulu toplandı dolar tekrar düşmeye başladı ve tecavüzcü yasası önergesini sunan bir vekil yasa tasarısı ile ilgili düzeltmeler yapılabileceğini açıkladı biliyorum o yasa çıkmayacak ve o gün muhalifler zafer kazanmış gibi kutlama yaparken AKP onlara bir tarafiyla gülecek, muhalefeti zeki olmayan bir ülkede piyasa politikasını yönetenler her daim kazanır.

Sen anlat hiç bir mükafat beklemeden anlat çünkü bir mükafattır artık anlatıcıya doğru düzgün anlaşılmak. Sen anlat umudu hatırlatsın diye umutsuzluğu, çareye yol açsın diye çaresizliği anlat ve ders verme kimseye çünkü hoca denmez öğrenmeyi bitirene, çırakları olan bir çıraktır usta, olsa olsa.

Vermeyecektin söz, ilgilendirmiyordu bizi meçhul bir gelecek, Bugündü asıl olan. Başka anlar hissedemiyorduk henüz! Bak gökyüzüme ve mavişele yeniden, görüyorsun lütufa ihtiyaç yok burda. Şu an: evet ya da hayır: tüm masumluğuyla şu an! Hem bil ki, evet kadar güzeldir kutsal bir hayır olan. Yoktu gelecek, beklenti yaratıp, yormaktaydı sadece zihni. Temenni, temenniydi en fazla, Daha ötesi edepsizce dile gelmiş bir sözdü gelecek... Vermeyecektin söz, Söz geleceği vermekti: verdiğin sözde durmak için anlamsız bir çaba sarf etmeyi gerekli kılan, Adice... Çünkü insanlar tutamayacağı sözleri vermeye pek yetkin. Lütufa ihtiyaç yok, Bugündü asıl olan. Vermeyecektin, ihtiyaç yok, lütuf... gelecek... söz...

Şehiri terk etmenin bir kılavuzunu yazmalıyız artık y oksa bu kadar fikir ve düşünce  uzay boşluğunda kaybolucak  hayalsiz olmayalım efendiler  hayalsiz olmayalım ki  gerçekler kara borsaya düşmesin.

Herkes herşeyi biliyordu Bende vazgeçtim . .. Herkez akıllıydı bende aklımı kaybettim Sonrasına gelecek olursak ben tam oradayım. Sonrasına gelecek olursanız görürsünüz.

İslamiyeti yaymak adına savaşırken eğer masum bir insanı öldürürseniz üzülmeyin ve endişe etmeyin unutmayalım ki kutlu mücadelede öldürülen insan gerçekten masumsa zaten cennete gidecektir. İslamiyeti yayabilmek aşkı ile savaşılan topraklarda ki genç ve sağlıklı tüm kızlar savaşta cinsel açlığa düşen mücahitlere elbet helaldir ve o topraklarda ki kızlar bilmelidir ki mücahitler ile yaşayacakları halvet zinâ değil ikramdır. Bu iki fetvayı veren bizim köyün imamı değil "Dünya İslam Alimleri Birliği" adlı kurumun başkanı Yusuf El Karadavi'dir. Türkiye'de Diyanet Bakanlığının yaptığı ahlâk yoksunu açıklamalar, Suudilerin kutsal Hac'cı tamamen turizm ve ticarete döken binlerce cana mâl olan uygulama ve ihmalleri, İslâm Üniversitesi mezunu El Bağdadi kontrolünde ki IŞİD'in yarattığı terör, İslam devletlerinin sürekli savaş ve kaos halinde olması, tüm dünyada İslam alimlerinin kadın üzerinden yarattığı yeni saçma ve aciz bir din anlayışı,  İslamiyeti sürekli siyasete

İgii duymuyordum. hiçbir şeye ilgi duymuyordum. nasıl kaçabileceğime dair hiç fikrim yoktu. diğerleri yaşamdan tat alıyorlardı hiç olmazsa. benim anlamadığım bir şeyi anlamışlardı sanki. bende bir eksiklik vardı belki de. mümkündü. sık sık aşağılık duygusuna kapılırdım. onlardan uzak olmak istiyordum. gidecek yerim yoktu ama. intihar? tanrım, çaba gerektiriyordu. beş yıl uyumak istiyordum ama izin vermezlerdi